Friday, October 30, 2015

Türkiye genelev tarihçesi

  
Umumhane olarak bilinen, gençlerin tabirinde ise “mektep” olarak geçen ilk Genelevler, İstanbul’da 19.Yy’ın sonlarına doğru, özellikle de Kırım savaşı (1853-1856) zamanında askerlerin temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla açılmış ve kurumsallaşmaya başlamıştır. Galata’da ve daha sonrasında Beyoğlu’nda açılan ve oldukça rağbet gören genelevler, günümüzde birçok zorluklarla karşılaşmış olsa dahi hala yerlerini koruyup, hizmetlerini sürdürmektedirler.
Kerhane sözcüğünün, Farsça ’da “işyeri, fabrika” anlamına gelen “kâr-hane ‘den geldiği düşüncesi yanlıştır. Kelimenin aslı Arapça “kerh” sözcüğüdür: “iğrenme, tiksinme” anlamına gelir kerh. Zamanla Kerh’in sonuna Farsça “ev” demek olan “haneyi” eklenmiş, “kerhhane” olmuştur. Kelime söylene söylene hafiflemiş, “h”nin biri düşmüş, neticede bugünkü ismiyle “kerhane”  haline gelmiştir. Peki, 19.Yy’ın sonunda genelevler birden bire mi ortaya çıkmıştır? Tabi ki hayır. O döneme kadar fuhuş amacıyla kullanılan çeşitli evler vardır. Fakat bu evlerde ya bir tek kişi çalışmakta, ya da mekânlar geçici olarak faaliyet göstermekte ve zaptiye korkusundan sık sık mekân değiştirmektedir. Dolayısıyla gözle görülür bir ticarethane olarak varlıklarını sürdürmemektedirler.
    
Bugün Türkiye’de Genelevlerin yaklaşık olarak % 85’i illegal olarak yürütülmektedir. Bunun sebebi ise, Türkiye’de 100.000’den fazla Seks işçisinin çalışıyor olması ama sadece 15.000 seks işçisinin resmi olarak çalışılmasına izin verilmesidir. Genelevler ( resmi olanlar ) genellikle belirli sokaklarda toplanırlar. Zürefa ve Abanoz Sokağı, İstanbul’un en eski ve en tarihi Sokakları arasında yer alırlar. Bugün hala işlevlerini yerine getiren sokaklardan Zürefa Sokağın incelenip irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
   II. Abdulhamit döneminde hizmete açılan Zürefa sokak, Cumhuriyet’in ilanından sonra Zürafa Sokak ismini almıştır. Zürefa’nın, Zürafa olarak değiştirilmesi aslında, çok büyük bir yanlışlıktır. Zürefa, Osmanlıca ’da lezbiyen anlamına gelmektedir. Fakat bu anlamı bilmeyen insanlar tarafından, bir hayvan ismine dönüştürülmüştür.
Hızla değişen İstanbul’da yüz yılı aşkın süredir belki de hiç değişmeyen tek alandır.  Her seçim döneminde defalarca değiştirilen İstanbul kaldırımlarına Zürafa Sokak’ta hiç rastlayamazsınız. Sokağın hemen yanı başında olan hamam ise çok uzun yıllar boyunca Zürafa sokaktan iyi rant sağlamıştır. Zürafa Sokak, Karaköy ile Taksim’in tam ayrıştığı noktada tünelin yanı başında olması dolayısıyla dünyanın en iyi liman kentlerinden olan İstanbul’da özellikle gemiciler için vazgeçilmez bir mekân haline gelmiştir. O zamanlar en büyük ekonomik kaynaklardan biri olan Zürafa Sokak bugünlerde kapatılma durumu ile burun burunadır.  Jeopolitik konumu sebebi ile arazisinin oldukça kıymetli olduğu Zürafa Sokak “ muhafazakâr yaşama uymayan ahlaki sebepler” başlığı altında kapatılmak istense de asıl amacın daha farklı olduğu bilinmektedir. Özellikle de Zürafa Sokağın en çok Ramazan ve Kurban Bayramında ziyaret edildiği çoğu müşterinin kapıdan çevrildiği bilgisi göz önünde bulundurulursa.

Matild Manukyan


Zürafa sokaktan bahsedip Matild Manukyan’ı es geçmek doğru olmaz. 2001 Yılında vefatına kadar Zürafa Sokakta 14 tane genelevi bulunan Matlid Manukyan 20.Yy’ın en önemli işkadınlarından biridir. 1914 yılında doğan Notre Dame de Sion lisesini bitirdikten sonra terziliğe başlayan daha sonralarda ise, daha fazla para kazanmayı hedefleyen Matlid Manukyan, babasından kalan iki evde genelev işletmeciliğine başlamıştır. Yaptığı işi kocasından dahi gizleyen Manukyan sayısız kez vergi rekortmeni olmuştur. Tam bir Genelev Kraliçesidir. Defalarca kez yargılanmış ve ya Tanrı’nın ya da parasının yardımı ile hepsinden beraat etmiştir.
Zürafa Sokak bugün kapısında kimlik kontrol eden polis memuruyla, girişinde cüzi bir miktar karşılığı emanetçilik tapan kıraathanesiyle,” Salı günleri muayene var kapalıyız” yazısıyla hala ayakta duruyor. Bir gün içeri girip mahremiyetini içinde yaşayan gizemli alana bir göz atmak isterseniz;
- See more at: http://www.gazetebilkent.com/2014/02/27/turkiye-genelev-tarihcesi-i-

No comments:

Post a Comment